top of page

HORLAMA VE UYKU APNESİ

UYKU APNESİ NEDİR? NASIL TESPİT EDİLİR? NASIL DERECELENDİRİLİR?

 

Çocuklarda hemen hemen her zaman geniz eti ve/veya bademcik büyüklüğüne bağlı olan ve ameliyattan çok iyi sonuç alınan bu durum yetişkinlerde çok karmaşıktır.

 

Çok tatminkar bir ayırım ve sınıflama yapılabilmiş değilse de horlama ve uykuda nefes kesilmesi (uyku apnesi) en azından önem derecesi açısından birbirinden farklı iki durum olarak kabul edilir. Uyku sırasında yetişkinde 10, çocuklarda 5 saniye solunum durmasına apne denilir. Hava akımının %50'den fazla azalmasına ise hipopne denilir. Apne ve hipopneler (belki de yanlış olarak) aynı öneme sahip sayılır. Gece boyu takip edilip saatlik ortalama alınır ve bu sayıya Apne Hipopne İndeksi (AHI) denilir. Yetişkinde uykuda apne ve hipopnelerin saatte 5 kereye kadar tekrarlaması sağlık sorunu sayılmazken, çocuklarda 1 kez olması bile önemli sayılır. Yetişkinde AHI 5'e kadar basit horlama, 5-15 arası hafif apne hastalığı, 15-30 arası orta ağırlıkta hastalık, 30'un üstü ise ağır hastalık sayılır. Bu sayıların saat başına düşen apne ve hipopneler olduğunu tekrar hatırlatalım. Bu sınıflamada apne ve hipopnelerin eşit ağırlıkta ele alınmasının yanında apne ve hipopne sürelerinin de göz önüne alınmadığı görülmektedir. Ancak çok eleştirilse de şu anda Dünya genelinde uyku ile ilgilenen hekimlerin kullandığı ortak dil budur.

 

AHI nasıl tespit edilir. Kolayca tahmin edileceği gibi bunun için uyku laboratuarı denilen bir ortama ihtiyaç vardır. Yani kişinin pek çok vücut fonksiyonunun monitörize edildiği bir ortamda bir gece uyuması gerekir. Takip edilen fonksiyonlar arasında ağızdan ve burundan geçen hava akımının yanısıra beyin dalgaları, kalp ritmi, kan oksijen seviyesi, solunum kaslarının eforu, bacak ve çiğneme kaslarının faaliyeti gibi pek çok parametre vardır. Bu parametrelerde orta çıkan bozulmalar da göz önüne alınır. Ancak bu bulguları hastalığın derecelenmesine direkt olarak katmanın basit bir yolu yoktur.

 

Uyku laboratuarından önce genelde kişiyi hekime getiren şey uykusunu gözleyen yakınıdır. Kişide uykuda solunum sıkıntısı olduğunu farkeden yakını elbetteki uyku laboratuarının yaptığı analizleri yapamaz, ancak dikkatli bir gözlemciyse ve bu konuda da bilgiliyse apne hastalığı olduğunu tahmin edebilir. Bu duruma tanıklı apne diyoruz. Teşhisde uyku laboratuarı altın standartsa, bu da gümüş standarttır. Ayrıca sabah yorgun uyanma, gündüz aşırı uykululuk hali gibi belirtiler de kişi için uyarıcı olabilir.

 

Uyku apnesi daha çok kasların gevşediği derin uyku sırasında olduğu için kişinin yeterince derin uyku uyumasına izin vermez. Apne sırasında genellikle tam bir uyanma olmaz, ancak beyin vücudu yüzeysel uykuya geçirerek gevşeyip solunum yolunu tıkayan kasların gerginleşmesini ve solunumun devam etmesini sağlar. Ancak dinlenme için derin uyku şarttır. Dolayısıyla bir süre sonra vücut yeniden derin uykuya geçmeyi dener ve aynı durum tekrarlanır. Sonuç olarak kişi gece boyu uyusa da sağlıklı bir uyku uyumadığı için ve ek olarak da düşük kan oksijen seviyesi, artan göğüs içi negatif basınç, solunum kaslarının aşırı eforu gibi faktörlerden dolayı sabah yorgun uyanır ve gün boyu da uyuklamaya eğilimli olur. Elbette bu fazlasıyla şematik bir anlatımdır. Vücut fonksiyonları söz konusu olduğunda çok karmaşık mekanizmalar devreye girer ve hiç bir şey bu kadar basit açıklanamaz. Şematik açıklamalar konu hakkında bir fikir sahibi olmak için yararlıdır. 

 

 

UYKU APNESİNİN NEDENLERİ VE OLUŞ MEKANİZMASI

 

UYKU APNESİNİN SONUÇLARI

 

UYKU APNESİNİN TEDAVİSİ

 

 

bottom of page