Op. Dr. Gökhan OLGAY

 

Özellikle çocuklarda önemli bir sorun gibi görünse de yetişkinlerde de sıklıkla rastladığımız bir durumdur. Öncelikle "Solunum Sistemi Hassasiyeti" teriminden ne anladığımızın iyi tanımlanması gerekir. Üst Solunum Yolu Enfeksiyonu geçirmenin sıklığından çok, her bir enfeksiyonun süresi ve ağırlığı önemlidir. Yetişkinler senede 3-4 kez, çocuklar 9-10 kez (belki daha fazla) viral üst solunum yolu enfeksiyonu geçirebilir. Ancak bu enfeksiyonlar genelde hafif ve kısa sürelidir. Solunum Sistemi Hassasiyeti olan kişilerde ise bu enfeksiyonlar uzun ve ağır seyreder ve çoğu kez bakteri enfeksiyonları, sinüzit, orta kulak iltihabı gibi komplikasyonlar eklenir. Yetişkin olsun, çocuk olsun solunum sistemlerini hassas hale getiren başlıca iki etken alerji ve reflüdür. Alerji yerine hiperreaktivite tanımının kullanılması daha yerinde olur. Çünkü bu kişiler sadece allerjen denilen moleküllere karşı değil esinti, ısı değişikliği, deterjanlar gibi allerjen olmayan pek çok fiziksel ve kimyasal etkene karşı da aşırı tepki gösterirler. Reflüden kastettiğimiz de tipik gastroözofageal reflü (GER) değil, laringofarigeal reflü (LFR) denilen mide içeriğinin üst solunum sistemine kadar yükselmesidir. Bu iki sorunun sonucu yalnızca üst solunum yolu enfeksiyonlarının ağır ve uzun seyretmesinden ibaret değildir. Bademcik ve geniz eti büyümesi, orta kulakta sıvı toplaması, kronik sinüzit, kronik larenjit ve ses tellerinde operasyon gerektirebilen değişiklikler bile alerji ve/veya reflü ile ilişkili olarak ortaya çıkabilir.

 

Sonuç olarak "Solunum Sistemi Hassasiyeti" olan kişilerde alerji ve reflü üstünde durulması gerekli zamanlarda uygun tedavilerin yeterince uzun süre kullanılmasıyla pek çok önemli hastalığın önüne geçilmesi mümkün olabilir.